Uluslararası Yüksek Din Öğretimi Kongresi Ensar Vakfı Değerler Eğitimi Merkezi öncülüğünde İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi iş birliği ile 16-18 Kasım 2017 tarihlerinde ilahiyat eğitimi sahasında derinlikli bir düşünme faaliyetine imkân vermek, çok sesli müzakere ortamı oluşturmak, farklı eğitim birikimi ve anlayışları arasında tecrübe paylaşımında bulunmak amacıyla İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.
Sempozyum kapsamında sunulan toplam 67 bildiri ve yapılan müzakerelerle öne çıkan değerlendirmelerden başlıklar şöyle:
1) İlahiyat fakülteleri gelenek ile taşınan bilginin tevarüsü, bu bilginin bireysel ve toplumsal hayata transfer edilerek güncellenmesi ve bir gelecek tahayyülünün inşasında motivasyon ve değer kaynaklarının sağlanması fonksiyonlarını icra etmesi beklenen kurumlardır. Hâlihazırda fakültelerimizin birbiriyle güçlü biçimde bağlı bu üç temel fonksiyonu istenen ölçüde yerine getirdiğini söylemek güçtür. İlahiyat Fakülteleri üzerine yapılacak her türlü çalışma ve düzenleme, bu üç temel fonksiyonun birlikte geliştirilmesi ihtiyacı göz ardı edilmeden gerçekleştirilmelidir.
2) Toplumsal ihtiyaçların çeşitlenmesine bağlı olarak ilahiyat fakültelerinin farklı istihdam alanlarının gerektirdiği yeterliklere sahip farklı alanlara yönelik yeterliliklere sahip mezun ve bilginin üretiminde zorlandığı tespiti yapılmaktadır. Disiplin veya anabilim dalı merkezli bir yapılanma ve anlayışla eğitim-öğretim ve araştırma çalışmalarını sürdüren ilahiyat fakültelerinin, yeni ortaya çıkan dini hizmet alanlarına göre yapılandırılması gerekmektedir. İlahiyat fakülteleri ya kendi içinde istihdam alanları ve toplumsal ihtiyaçları dikkate alan ihtisaslaşmaya gitmeli, ya da her bir fakültenin lisans ve lisansüstü düzeyde toplumsal ihtiyaçlar ve istihdam alanlarına uygun programlar açması teşvik edilmelidir. Bu durum fakültelerden üretilen bilginin hayata katkı kabiliyetini artırmak için de gereklilik arz etmektedir.
3) İlitam programı (İlahiyat Tamamlama Programı) ilahiyat fakültelerine kontenjanların istihdam ihtiyaçlarının altında sınırlı olarak verildiği dönemlerde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın personel yeterliliğini artırmak ve istihdam ihtiyaçlarını karşılamak için kurgulanmış açık öğretim ilahiyat programı idi. Zamanla İlitam kontenjanlarının ihtiyaçların çok ötesinde artırılması ve örgün ilahiyat mezunları ile eşdeğer hakların verilmesi gibi nedenlerle amacı dışına çıkmış olmasından hareketle bu programlara yönelik yeni düzenlenmelere ihtiyaç olduğu bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
4) Yükseköğretimde hesap verebilirliği, kaliteyi, uluslararasılaşmayı ve sürdürülebilir gelişimi artırmanın önemli bir yolu olarak değerlendirilen kalite güvence sistemlerinin İlahiyat fakülteleri için de yararlı olacağı öngörülmektedir. Ancak ilahiyatlar için düşünülen bu sistem akreditasyonda özgünlüğü dikkate alan yeni paradigmalar göz önünde bulundurularak, ilahiyat alanının kendine özgü hususiyetleri çerçevesinde yapılandırılmalıdır. Yükseköğretim Kalite Kurulunun ilgili mevzuatı çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilahiyat eğitiminin tüm paydaşlarını bir araya getiren bir değerlendirme ve tecrübe paylaşım merkezi/ajansı kurulmalıdır. Bu merkez aynı zamanda ilahiyatlarda üretilen eğitim, araştırma ve toplumsal hizmetlerin kalitesini belirleme ve istikametini belirlemeye yönelik önemli bir analiz merkezi olacaktır.
5) İlahiyat fakülteleri ile ilgili meselelerin çözümünde bölüm ve anabilim dalı tutuculuğundan ve tek metodolojiye dayalı üretilen sonuçları dayatan anlayışlardan kaçınılması gerektiği tespiti yapılmıştır. Bölüm, anabilim dalı veya metodoloji dayatmalarının bu fakültelerin toplumun meselelerine çözüm üretmeye harcaması gereken enerjisini kısır çekişmelerle tüketmesine ve toplum nezdinde itibarının zedelenmesine neden olmaktadır. İlahiyat alanındaki metodoloji farklılıklarının birer zenginlik olduğu, hakikat ışığının ancak müsademe-i efkardan doğacağı bilinci ile hareket edilmelidir. Çoğu zaman esasa taalluk etmeyen meselelerde büyük fırtınalar kopartılarak kamuoyu önünde ilahiyatların itibarının düşürülmesine imkân verilmemesi gerekmektedir. İlahiyatların enerjisi, günümüz insanının anlam arayışına cevaplar ve dini sorunlarına çareler üretecek araştırma ve eğitim faaliyetlerine yönlendirilmelidir.
6) İlahiyat fakülteleri tarihsel tecrübe içinde Türkiye ve dünya Müslümanları için önemli, toplumun tüm kesimlerini kucaklayabilmiş bir kazanımı ifade etmektedir. Fakülteleri kendi dini anlayışı doğrultusunda etkilemeye çalışan çeşitli oluşumların bu kazanımı suiistimal etmelerine müsaade edilmemelidir. Bunun için ilahiyat fakültelerinde temel kaynaklara dayalı, hikmet ve hakikat arayışını esas alan dini bilgi üretimini engellemeye yönelik girişimlere karşı durulmalıdır.
Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.