Değerler Olimpiyatı, Ensar Vakfı tarafından 2011 yılından beri düzenleniyor. Önceleri İstanbul çapında düzenlenen Olimpiyat bu yıldan itibaren MEB desteği ile Türkiye çapında tüm ORTAOKUL ve LİSELERE yönelik organize edilmeye başlandı. Her yıl farklı bir tema ile gerçekleştirilen Değerler Olimpiyatı’nın bu yılki teması “Adalet” olarak belirlendi.
Adalet
Tanımı: “Adalet bir şeyi yerli yerine koymak, her hakkı hak sahibine vermektir. Hüküm ve davranışlarında tarafsız ve ilkeli olmak, eşitliği gözetmedir.”(Hökelekli, 2013)
Adalet, herkesi içine alan, her seviyeden insanın üzerinde yürümesi için gerekli bir yoldur. Adalet olmadan insanlar arasında düzen ve barışı sağlama imkânı yoktur. Adalet, güçlü ile zayıf, iyi ile kötü, mazlum ile zalim arasındaki dengeyi sağlamak bakımından çok önemlidir. Toplumsal barış için yasalarla korunan adalet düzeni, insanın iç dünyasındaki barış için ise, duyguların adaleti önem taşır. Duygu ve düşüncelerini aşırılıklardan, dengesizliklerden ve ihmallerden koruma, yerinde, zamanında ve gerekli şekilde kullanabilme, toplumsal adaletin ve dolayısıyla hukuk devletinin oluşumunda ve uygulanmasında önemli bir süreçtir (Özdemir, 2012).
Doğruluk
Doğruluk; kişinin, inanç, niyet ve düşüncelerinde, işlerinde, söz, iş ve davranışlarında, hakikate, adalete, gerçeğe uygunluktur (Hökelekli, 2013).
Doğruluk içten gelerek, samimi olarak, hakkını vererek yapılan eylemleri de içermektedir. Doğruluk düşünce ve niyet ile başlar; kötü ve art niyetli bir düşünce ile yapılan iş ve davranışların ahlaki olarak doğru olması mümkün değildir. Bu nedenle yapılan iş ve davranışlar dışında insanların sahip oldukları düşünce ve niyetlerinde de doğru olmaları önemlidir (Hökelekli, 2013).
Doğruluk kişinin söz ve ifadelerinde gerçeğe bağlı olmasını gerektirmektedir. Yalan söylemek, sözlerinde gerçeği çarpıtmak, gerçeğe uygun olmayan sözleri söylemek, gerçeği eksik olarak aktarmak, insanları gerçek olmayan söz ve vaatler ile aldatmak gibi eylemler ahlak dışı davranışlardır ve hiçbir şekilde doğruluk kavramıyla bağdaşmamaktadır (Hökelekli, 2013).
Ahde Vefa
Vefa; kişinin dostları, yakınları ile ilişkilerinde çıkardan en uzak feragatini, kendini dostlara en sadıkane adayışını ve verilmiş sözün yerine getirilmesinde gösterdiği en yüksek bağlılığı ifade eder. Vefa, öncelikle dostlukta görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara aynısıyla veya daha güzeliyle karşılık verme, bağlılık ve dostluğu devam ettirmedir. Sözünü yerine getirme, verdiği söze sadık kalma, sözünde durmaya da “ahde vefa” denir (Hökelekli, 2013).
Güven
Güvenin sözlük anlamı, korku, çekinme ve kuşku duymadan bağlanma duygusu, itimat, yüreklilik ve cesaret demektir. Bir kişinin, karşı tarafın adil, ahlaki kurallara uygun ve öngörülebilir biçimde davranacağına ilişkin inancını temsil eder. Güven, hem kişiler arası ilişkilerin bir sonucu hem de kültürel ve ahlaki değerlerle, günlük yaşam ve iş deneyimine göre değişen dinamik bir olgu olarak karşımıza çıkar. Buna göre güven bireyler arası olay ve olgularda resmi kural ve düzenleme konuları dışında bir alanda samimiyete, yakın arkadaşlığa, dostluğa dayanan bir ilişki tarzıdır. Toplumsal ya da kurumsal açıdan güven, üyelerinin ortaklaşa paylaştığı normlara dayalı, düzenli, dürüst ve iş birliği yönünde davranan bir toplumda ortaya çıkan beklentiler olarak ifade edilebilir (Hökelekli,2013).
Merhamet
Merhamet; bir başkasının güçsüzlük, sıkıntı ve derdine ilgi duyma, onun durumuna acıma ve şefkat gösterme, onunla birlikte ıstırap çekmedir. Merhamet, yaratıklardan hiç birine zulüm ve haksızlığı reva görmeyip, içlerinde zararlı olmayan güçsüzlerin zayıf hallerine acıyıp imdat ve yardımlarına yönelmedir. Başkalarının daha iyi hayat şartlarına kavuşmasını, hatta bizim gibi olmasını istemeye yöneltmesine bağlı olarak adalet erdemine de kaynaklık eder (Hökelekli, 2013).
Paylaşma
Sosyal bir varlık olan insanın duyguları ve ihtiyaçları, insanın toplum içerisinde diğer bireylerle birlikte yaşamasını gerekli kılmaktadır. İnsanların duygusal ve fiziksel ihtiyaçları nedeni ile toplum içerisinde bir arada yaşaması paylaşmak, cömertlik ve dolayısıyla yardımlaşmak gibi değerleri zaruri hale getirmektedir. Paylaşma toplumların içerisinde insanların birbirleri ile olan iletişim becerilerinin gelişmesine, sevgi ve saygı gibi erdemlerin toplumda yaygınlaşmasına neden olur. Paylaşma, yardımlaşma değerinin temelini oluşturur. İnsanlar kendi sahip oldukları güç ve imkanları başkalarının iyiliği doğrultusunda paylaşır ve diğer insanlara ikramda bulunurlar. Bu insanlar başkalarına fayda sağladıkları gibi kendilerine de iyilik yapmış olurlar (Özdemir, 2012).
Cömert kişi kendine ait bir şeyi paylaşırken, farkında olmadan muhatabının, paylaşımda bulunduğu kişinin iç dünyasına güzel bir tohum eker (Hökelekli, 2013).
Ayrıntılı bilgi için websitemizden detaylara ulaşabilirsiniz.